1 Ekim 2009 Perşembe

E150a-d KARAMEL;
E150a Alkali karamel, Sınıf I karamel
E150b Alkali-sülfit karamel, Sınıf II karamel
E150c Amonyak karamel, Sınıf III karamel
E150d Sülfit-amonyak karamel, Sınıf IV karamel
GÖZLENEBİLECEK YAN ETKİLERİ;
-E150c ve E150d'nın kullanılmasıyla yan etkileri belirlenmiştir
-Fazla miktarlarda yenilmesinden sonra bağırsaklarda problemler meydana gelebilir.
-Bazı araştırmalar karamelin kansere sebep olabileceğini söylesede henüz kanıtlanmıştır.
-Karışımlarının karmaşık bileşikleri yüzünden toksikoloji testlerinde hala incelenmektedir.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
-Bira,
-Kahverengi ekmek, çörek, çikolata, bisküvi,
-Öksürük damlası
-Likör ,brendi rum, bira ve viski,
-Şekerlemeler,
-Patates cipsi,
-Tatlı,
-Börekler,
-Balık ve kabuklu deniz ürünleri konserveleri ,
-Dondurulmuş tatlılar ve meyveler
-Glukoz tabletleri,
-Sos
-Dondurma,
-Turşu,
-Alkolsüz içecekler
-Sirke
-Şarap…


E151 PARLAK SİYAH BN;
GÖZLENEBİLECEK YAN ETKİLERİ;
-Histamini serbest bırakarak astım belirtilerini yoğunlaştırır,
-Aspirine karşı duyarlılığı arttırır,
-Çocuklarda hiperaktiviteye yol açabilir,
-Bağırsaklarda, bakteriler tarafından zararlı bileşenlere dönüştürülebilir, bu nedenle ADI'li çok düşük ve kullanımı sınırlıdır.
=>Norveç, Finlandiya, Kanada, Japonya ve İngiltere’ de kullanımı yasaklanmıştır.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
-Hazır kekler,
-Süt aromalı içecekler,
-Tatlılar,
-Dondurma,
-Meşrubat…



E153 KARBON;
GÖZLENEBİLECEK YAN ETKİLERİ;
Kullanılan konsantrasyonlarda bilinen yan etkisi yoktur. Anti-diarrhoeal ajanı olarak tıpta kullanılır.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
Birçok üründe kullanılabilmesine rağmen suda çözünmemesi nedeniyle kullanımı sınırlıdır.

E154 KAHVERENGİ FK;
GÖZLENEBİLECEK YAN ETKİLERİ;

-Karışımlardaki bileşiklerin bazıları mutajenik olabilir; bu nedenle kullanımı birkaç ürünle sınırlıdır.
-Histamini serbest bırakarak astım belirtilerini yoğunlaştırır,
-Aspirine karşı duyarlılığı arttırır,
-Çocuklarda hiperaktiviteye yol açabilir…
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
- Bazı balık ürünlerinde kullanılır.

E155 KAHVERENGİ HT;
GÖZLENEBİLECEK YAN ETKİLERİ;
-Histamini serbest bırakarak astım belirtilerini yoğunlaştırır,
-Alerjik reaksiyonlara neden olabilir,
-Aspirine karşı duyarlılığı arttırır,
-Çocuklarda hiperaktiviteye yol açabilir…

=>Avusturya, Belçika, Danimarka, Fransa, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Norveç, İsviçre ve İsveç’de kullanımı yasaklanmıştır. Avusturalya’ da çikolata aromalı süt yapan firmalar kullanmaktadır.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
-Şekerleme ve fırın ürünleri ile kullanımı sınırlandırılmıştır.

E160a ALFA, BETA VE GAMA KAROTEN;
GÖZLENEBİLECEK YAN ETKİLERİ;
-Gıdalarda kullanılan konsantrasyonlarda bilinen yan etkisi yoktur.
-Yüksek konsantrasyonları deride sararmayla sonuçlanır.
-Karoten A vitamini kaynağı olduğundan (2 kısım karoten 1 kısım vitamin A'ya eşittir), yüksek konsantrasyonları vitamin A toksititesi belirtilerine yol açar.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
-Margarin,
-Süt ürünleri,
-Kahveler,
-Meyveli yoğurtlar,
-İçecekler,
-Birçok farklı ürün çeşidi…


Share/Save/Bookmark

25 Eylül 2009 Cuma

GIDA KATKI MADDELERİ

E133 PARLAK MAVİ FCF;
GÖZLENEBİLECEK YAN ETKİLERİ;

Kullanılan konsantrasyonlarda nadiren yan etki meydana gelir. Bazı alerjik reaksiyonlar rapor edilmiştir.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
Dondurma,
İşlenmiş Bezelye,
Süt Ürünleri,
Tatlılar,
İçecekler…

E140 KLOROFİLLER;
GÖZLENEBİLECEK YAN ETKİLERİ;
Bütün bitkilerde ve alglerde mevcut olan doğal yeşil renkdir. Ticari olarak ısırgan, çim ve yoncadan ekstrakte edilir. Bilinen bir yan etkisi yoktur.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
Yağlar,
Çorbalar,
Makarnalar,
Dondurma,
Sakızlar….

E141 KLOROFİL BAKIR KOMPLAKSLERİ;
GÖZLENEBİLECEK YAN ETKİLERİ;
Doğal bir renklendiricidir. Bilinen yan etkisi yoktur. E141 ısıltıldığı zaman bakır serbest kalır fakat bakırın bu bileşik içindeki bakır konsantrasyonu toksik seviyelere ulaşmaz.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
Bazı peynir çeşitleri,
Dondurma,
Çorbalar…

E142 YEŞİL S;
GÖZLENEBİLECEK YAN ETKİLERİ;
Bilinen bazı yan etkisi vardır. Bunların başında alerji ve anemi gelir.
Çocuklarda hiperaktiviteyi arttırmaktadır.
Tiroide neden olabilmektedir.

=>>Yeşil S bir gıda katkı maddesi olarak Kanada, America Birleşik Devletleri, Japonya ve Norveç’ de yasaklanmıştır.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
Karışık paket kekler,
Konserve bezelye,
Nane sosu,
Tatlılar,
Dondurma,
Et suyu…

Share/Save/Bookmark

GIDA KATKI MADDELERİ

E129 ALURA KIRMIZISI;

GÖZLENEBİLECEK YAN ETKİLERİ ;

Astım belirtilerini yoğunlaştırabilir,
Dikkat eksikliğine neden olabilir,
Çocuklarda hiperaktiviteye neden olabilmektedir bu nedenle hiperaktif çocukların diyetinden çıkarılmıştır.
Aspirine intölerans oluşturabilmektedir,
Bazı insanlarda alerjilere neden olabilmektedir, deri dökülmeleri gözlenebilmektedir,
Bazı insanlarda solunum zorluklarına neden olabilmektedir,
Karışımlardaki bileşiklerin bazıları mutajenik olabilir; bu nedenle kullanımı birkaç ürünle sınırlıdır. Parçalanma ürünlerinden biri yüksek konsantrasyonlarda bulunduğu zaman hayvanlarda mesane kanserine sebep olur.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
Meşrubatlar,
Şekerlemeler,
Çocuk ilaçları,
Pamuklu şeker




E131 PATENT MAVİ V;

GÖZLENEBİLECEK YAN ETKİLERİ ;
Gıdalarda kullanılan konsantrasyonlarında nadiren yan etkileri görülür.
Seyrek olarak alerjik reaksiyonlar tanımlanmıştır, bunlar renklendiricinin (vücut) proteinlere bağlanması yüzündendir.
Histaminin serbest bırakılmasından sorumludur.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
İskoç yumurtaları


E132 İNDİGOTİN ;

GÖZLENEBİLECEK YAN ETKİLERİ ;
è İndigotin, doğal bir boya olduğu için genellikle yan etkisi yoktur. Seyrek olarak alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
Şekerlemeler,
Bisküvi,
Tuzlu karışımlar


Share/Save/Bookmark


24 Eylül 2009 Perşembe

GIDA KATKI MADDELERİ

E122 AZORUBİN (KARMOSİN, C.I.14720)

TANIM; Sentetik azo boyasıdır. Gıdalara kırmızı renk verir. Genellikle disodyum tuzu gibidir. Özellikle fermantasyondan sonra gıdalarda ısı etkisiyle kırmızı renk sağlanır. (kaynak1-2)

KİMYASAL YAPISI;
FONKSİYON VE ÖZELLİKLERİ; Kırmızı gıda renklendiricisi. Suda çok çözünür.
SONUÇLARI; Azorubin içeren ürünler ile domuzlar, sıçanlar ve fareler üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda azorubinin ciddi bir toksikolojik etkisi olmadığı gözlenmiştir fakat azorubinli gıdaların tüketimi sonucunda histamin serbest kaldığı için astım belirtilerinin arttığı gözlenmiştir.Bunun dışındaki yan etkileri aspirine karşı duyarlılığı arttırabilir, deride kurdeşene benzer kızarıklıklara ve döküntülere neden olabilir, alerjik reaksiyonların artmasına neden olabilir. Benzoatlarla kombinasyonları halinde, çocuklarda hiperaktiviteye dahi yol açabilir. Bu nedenle hiperaktif çocukları destek grubu azorubinin çocukların diyetinden çıkarılmasını tavsiye eder. (kaynak1)
Boya laktik asit bakterileri tarafından renksizleştirilir. Boya bağırsakta kırılır ve dışkıyla dışarıya atılır.
KABUL EDİLEBİLİR GÜNLÜK ALIM MİKTARI; Vücut ağırlığı üzerinden 4 mg/kg.
KULLANIMINDAKİ SINIRLAMALAR; Yoktur; E122 bütün din grupları, yalnızca et yemeyen vejeteryanlar ve etin yanı sıra süt ve süt ürünleri de yemeyen vejetaryanlar tarafından tüketilebilir.(kaynak2)
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
Paket çorbalar,
Sütlü pelteler, muhallebiler,
Galeta unu,
Paket jöleler,
Şekerlemeler,
Paket kekler,
Dondurma,
Meyveli yoğurt,
Badem ezmesi,
Hazır reçeller,
Bitter soda,
=>Azorubin ; Kanada, Japonya, Norveç, İsveç ve Birleşik Devletler' de yasaklanan bir yiyecek katkı maddesidir.




E123 AMARANT (C.I. 16185 ; FD and C Red 2 )

TANIM; Sentetik azo boyasıdır. Gıdalara morumsu kırmızı renk verir. Aynı ada sahip küçük
otsu bir bitkiden türetilmiştir.
FONKSİYON VE ÖZELLİKLERİ; Kırmızı gıda renklendiricisidir. Suda çok çözünür.
SONUÇLARI; Aspirine duyarlılık, alerjik reaksiyonlarda artış, deri kızarıklıkları yan etkileri arasındadır. Histamini serbest bırakır ve astım belirtilerini yoğunlaştırır. Benzoatlarla kombinasyonu halinde hiperaktiviteye dahi yol açabilir. Hayvanlarla yapılan araştırmalarda doğum kusurlarına ve hatta cenin kayıplarına dahi neden olabildiği gözlenmiştir fakat insanlar üzerinde çalışma yapılmamıştır.
KABUL EDİLEBİLİR GÜNLÜK ALIM MİKTARI; Vücut ağırlığı üzerinden 0,5 mg/kg.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
Paket çorbalar,
Hazır kekler,
Sıvı vitamin C preparatları,
Hazır et suları, soslar
Konserve elma ve armut suyu
Havyar.


=>> Norveç, Rusya ; Avusturya ve Amerika ‘da tamamen yasaklanmıştır. Fransa’da ise
yalnızca havyarda kullanımına izin verilmiştir.





E124 PONSO 4R (C.I. 16255, Kosinal Kırmızı A);

TANIM; Sentetik azo boyasıdır. Kırmızımsı toz veya granüller halinde bulunmaktadır. Suda çözünür nitelikte olan bu madde, etanol de çok az çözünmektedir. (Kaynak 12)
KİMYASAL YAPISI;

FONKSİYON VE ÖZELLİKLERİ; Kırmızı gıda renklendiricisidir. Suda çok çözünür.
SONUÇLARI; Benzoatlarla bileşimleri halinde, çocuklarda hiperaktiviteye yol açabilir. Buna ek olarak, histamini serbest bırakır ve astım belirtilerini yoğunlaştırır. Aspirine duyarlı insanlarda duyarlılığı arttırır. Mide ve bağırsak tarafından absorbe edildiği için uzun süreli bazı çalışmalar sonucu Ponso 4R birçok ülkede kansorejen kabul edilmiştir ve ABD, Norveç ve Finlandiya da yasaklanmıştır.
KABUL EDİLEBİLİR GÜNLÜK ALIM MİKTARI; Vücut ağırlığı üzerinden 0-4 mg/kg.
KULLANIMINDAKİ SINIRLAMALAR; Yoktur; E124 bütün din grupları, yalnızca et yemeyen vejetaryenler ve etin yanı sıra süt ve süt ürünleri de yemeyen vejetaryenler tarafından tüketilebilir.(kaynak2)
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
Hazır cheesecake,
Hazır kekler,
Paket çorbalar,
Salam,
Bitter soda,
Balık sosu,
Hazır paket tatlılar,
Konserve çilek de,
Konserve kirazda,
Ahududu pasta dolgularında,
Çabuk donan jöle karışımlarında,




E127 ERİTROSİN ( C.I. 45430 )

TANIM; Eritrosin gıdalara kiraz pembe renk veren sentetik bir gıda renklendiricisidir.
KİMYASAL YAPISI;

FONKSİYON VE ÖZELLİKLERİ; Kırmızı gıda renklendiricisidir. Suda çok çözünür. 2.4.5.7- tetraiodofluorescein'in disodium tuzudur.
KAYNAK; Sentetik iyodin içeren kırmızı boya.
SONUÇLARI; Gıdalarda kullanılan konsantrasyonlarında bazı yan etkileri vardır. Birkaç olayda hiperaktiviteyi yükselttiği rapor edilmiştir. Bunun mutajenlerle bağlantılı olma olasılığı vardır. Eritrosin, güneş ışığına duyarlılığı ile insanlarda ışığa duyarlılığın yükselmesine neden olur.
Yüksek iyot içeriğinden dolayı tiroit hormon düzeylerini artırabildiği ve hipertiroidizm götürebildiği ifade edilir.(kaynak13)
Kullanımı Norveç ve Amerika’ da yasaklanmıştır.(kaynak1)
KABUL EDİLEBİLİR GÜNLÜK ALIM MİKTARI; Vücut ağırlığı üzerinden 0,1 mg/kg.
KULLANIMINDAKİ SINIRLAMALAR; Yoktur; E124 bütün din grupları, yalnızca et yemeyen vejetaryenler ve etin yanı sıra süt ve süt ürünleri de yemeyen vejetaryenler tarafından tüketilebilir.(kaynak2)
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
Kokteyl kirazları,
Kiraz şekerlemeleri,
Kiraz şurupları,
Konserve yengeç ve somon balığı,
Danimarka salamı,
Etli yiyecekler,
Çikolata,
Sarımsak sosu,
İskoç yumurtaları,
Çabuk muhallebi,
Doldurma zeytinler,
Paket kekeler…






E128 KIRMIZI 2G ( C.I. 18050 )

TANIM; Kırmızı 2G , disodyum 8-asetamido-1-hidroksi-2-fenilazonaftalen-3,6-disülfonat ve başlıca renksiz elementler olarak, sodyum klorid ve/veya sodyum sülfat ile birlikte yardımcı renklendirici maddelerden oluşur.Kırmızı 2G, sodyum tuzu olarak tanımlanır.Kalsiyum ve potasyum tuzuna da izin verilir.(kaynak14)
KİMYASAL YAPISI;


FONKSİYON VE ÖZELLİKLERİ; Kırmızı gıda renklendiricisidir. Suda çok çözünür, etanolda az çözünür.
SONUÇLARI; Azo boyası olduğu için insanlarda aspirine karşı duyarlılığa neden olmaktadır. Histamini serbest bırakır ve astım belirtilerini yoğunlaştırır. Benzoatlarla kombinasyonları halinde, çocuklarda hiperaktiviteye dahi yol açabilir. Bununla birlikte, Kırmızı 2G anemiye neden olabilmektedir. (Anemi; bir çeşit kan hastalığıdır. Kanda normalden daha az alyuvar bulunmasıdır. İnsanların savunma sisteminin zayıflamasına neden olur. ) Aynı zamanda kırmızı 2G ile yapılan araştırmalar sonucunda kırmızı 2G’nin kansere de neden olabileceği düşünülmektedir. Sonuç olarak, kullanımı çok sınırlıdır. Kırmızı 2G Avustralya, Avusturya, Kanada, Japonya, Norveç, İsveç, Malezya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yasaklanmıştır. İrlanda, İsrail ve Yunanistan’ dada Temmuz 2007 yılında yasaklanmıştır.
KABUL EDİLEBİLİR GÜNLÜK ALIM MİKTARI; Vücut ağırlığı üzerinden 0,1 mg/kg.
KULLANIMINDAKİ SINIRLAMALAR; Yoktur; E124 bütün din grupları, yalnızca et yemeyen vejetaryenler ve etin yanı sıra süt ve süt ürünleri de yemeyen vejetaryenler tarafından tüketilebilir.(kaynak2)
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
Sosis
Pişmiş et ürünleri (hamburger , köfte…)
İçecekler



Share/Save/Bookmark

6 Eylül 2009 Pazar

GENÇLİK İÇİN SÜPER 14 YİYECEK

Share/Save/Bookmark



"Süper Yiyecekler" olarak adlandırılan 14 temel besin ürünü beslenme uzmanları tarafından yaşlılığa derman olarak gösteriliyor. Bu yiyeceklerin haftada en az 4 kez tüketilmesi öneriliyor. İşte 14 süper yiyecek ve faydaları;
BROKOLİ: Yaşlanmayı geciktiren bitkilerin başında geliyor. Toksinlerin oluşumunu engelliyor. Vücuttaki hücrelerin zarar görmesini yavaşlatıyor. Kansere karşı da koruyucu.
Portakal: Dinamizmin kaynağı. Damar tıkanıklığını önlüyor. Vücuttaki direnci arttırıyor.
Yulaf: Lif deposu... Kolestrol düşürücü özelliği bulunuyor. Sindirimi hızlandırdığı için de diyet reçetelerinde tercih ediliyor.
Domates: Kanser önleyici antioksidan ihtiva ediyor. Kadınlarda göğüs ve yumurtalık kanseri riskini azaltıyor. Kalp krizi riskini de düşüren özelliği bulunuyor.
Somon balığı: Bir porsiyon somon balığı 19 gram protein ve bolca Omega-3 içeriyor. Omega-3 kalp krizi riskini azaltarak kan basıncını kontrol altına alıyor.
Bezelye: Protein, lif ve nişasta açısından zengin bir besindir. Bezelye vücuda enerji verir ve vücudu kuvvetlendirir. Kasların gelişmesine ve yenilenmesine yardım eder. Kansızlığa iyi gelir. Kan Kanserine karşı koruyucudur. Karaciğerin çalışmasını düzene sokar.
Ceviz: Yüksek kolesterolü düşüren ceviz, damar tıkanıklıklarını ve şeker hastalığı tedavisine yardımcı oluyor. İçerdiği demir sayesinde kansızlığa iyi geliyor.
Böğürtlen : Yaşlılıktan kaynaklanan hafıza kayıplarını önlüyor. İshal ve ağır yarası ile ayak yorgunluğuna birebir. Ayrıca güzellik kaynağı olarak tanımlanıyor.
Yoğurt: Zengin besin değeri sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir, bu özelliği nedeniyle vücudu kanserden korur… Vücutta kendi kendine sindirilen tek gıda yoğurttur. Tüberküloz hastalığına karşı doğal bir antibiyotik etkisi gösterir. Stres, alkol, kolalı ve karbonatlı içeceklerle zarar gören sindirim sistemini korur.
Bal kabağı: Bir küçük tabak balkabağı, günlük beta-karoten ihtiyacının %25'ini, C vitamini ihtiyacının yüzde 10'unu karşılar ve iyi miktarda potasyum içerir. Ayrıca iyi bir lif kaynağıdır. Beta-karoten, birçok kanser çeşidini önlemeye yardımcı olabilir.
Soya fasulyesi: 453 gramlık soya ununda 31 yumurtanın, 6 büyük şişe sütün veya 900 gramlık kemiksiz etin ihtivâ ettiği kadar protein bulunduğu belirlendi. Vücut için birebir...
Hindi: 125 gramı, vücudun günlük folik asit ihtiyacını karşılar. Folik asit, kan hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olur.
Ispanak: Antioksidan özelliği taşıyan A vitaminine dönüşen betakaroten içerir. Sağlıklı gözler için gereklidir. Katarakt ve diğer göz tabakalarının bozulmasına karşı lutein maddesi de içerir.
Çay: Günde 2 bardak içilen çayla, 4 elma, 5 soğan, 7 portakal yemiş gibi kalp dostu antioksidan madde almış olursunuz. Özellikle çocukların haftada en az 6 bardak sütlü çay içmesini öneriliyor.

3 Eylül 2009 Perşembe

GIDA KATKI MADDELERİ...

Share/Save/Bookmark




E120 KARMİN, KARMİNK ASİT, KOSİNAL (C.I.75470)

TANIM; Koşineal, zamanla bozulmaya karşı dayanıklı, doğal ve suda çözünebilen bir renklendiricidir. Koşineal, ışığa ve ısıya karşı oldukça stabil olup, bütün doğal boya maddeleri içersinde oksidasyona en dayanıklı olanıdır. Koşineal boyası, bazı sentetik gıda boyalarından daha fazla kararlıdır.
Koşineal boyasının iki önemli şekli vardır. Bunlar; koşineal özü (E120(ii)) ve karmin (E120(i))’dir. Koşineal özü, yaklaşık %20’ si karminik asit olan, böceklerin ham iken kurutulup ve toz haline getirilmiş vücut kısmından elde edilen bir boyadır. Karmin ise koşineal’ den elde edilen dahada saflaştırılmış bir boyadır.
KİMYASAL YAPISI;
FONKSİYON VE ÖZELLİKLERİ; Kırmızı gıda renklendiricidir. Suda çok çözünür.
KAYNAK; Karmin, Dactylopius coccus böceğinden elde edilen bir tür renk pigmentidir. Bu böcek, Opuntia cinsi kaktüs bitkisinin üzerinde yaşar. Bu böcek, tropikal Güney ve Ortadoğu Amerika’da yaşar ve bitki üzerinde diğer böceklerin yaşamını engelleyerek pigment üretir. Pigment, böceğin yumurtalarından ve vücudundan elde edilir.
SONUÇLARI; Koşineal boyasının, bilinen toksik ya da kanserojenik bir etkisi yoktur.Fakat bu boya bazı insanlarda anafilaktik- şok reaksiyonlara neden olabilir.bu reaksiyonların nedeni ise, karmink asitten dolayı olmayıp, boyanın hazırlanışı sırasında bulaşan bazı maddelerden dolayıdır. Bazı durumlarda hiperaktiviteyi arttırdığı rapor edilmiştir.
KABUL EDİLEBİLİR GÜNLÜK ALIM MİKTARI; Vücüt ağırlığı üzerinden 5 mg/kg.
KULLANIMINDAKİ SINIRLAMALAR; Böceklerden ekstrakte edildiği için, etin yanı sıra süt ve süt ürünleri de yemeyen vejetaryanlar, yalnızca et yemeyen vejeteryanlar ve bazı din grupları tarafından E120 tüketilmez.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
Kek,
Bisküvi,
İçecekler,
Reçel,
Dondurma,
Sucuk,salam,sosis,
Börek,
Kurutulmuş balık,
Yoğurt,
Elme şarabı…
à Sakız, hap ve öksürük pastilinde de kullanılır.

KALBİNİZ İÇİN FAVORİ 4 YİYECEK

Share/Save/Bookmark



Canınızın istediğini, istediğiniz zaman yiyebileceğiniz ve bu yiyeceklerin kesinlikle sağlığınız için zararlı olmadığı bir dünya hayal edin. Ancak, bu gerçek dünyada maalesef olmuyor.
Kalp hastalığı tüm dünyada ölüme neden olan önemli bir sorun. Beslenme uzmanları, hangi yiyeceğin bizim kalp sağlığımız için iyi olduğunu tespit etmenin yolunu buldular. Howstuffworks isimli internet sitesinde yer alan en favori 4 yiyecek listesini açıklıyor. Paketlenmiş ve işlenmiş gıdalardan mümkün olduğunca uzak durulması istenen sitede, işte kalp sağlığı için iyi olan 4 yiyecek:
1.Balık: Omega 3 yağ asitleri bakımından zengin olan balık, doğal bir uyarıcıdır. Bu kan basıncının düşmesine ve ilthabın önlenmesine yardım eder. Omega 3 yağ asitleri, damarlara nüfuz eder ve damarları daha esnek hale getirir. Soğuk sularda yaşayan yağlı balıklar (somon balığı), Orkinos tipi ton balığı, uskumru, sardalya, hamsi gibi deniz ürünlerinde bulunuyor. Yapılan araştırmalarda, omega-3 yağ asitlerinin dengeli alımının özellikle kalp ve damar hastalıkları açısından yararlı olduğu vurgulanıyor. Omega-3 tüketenlerde koroner kalp hastalığına bağlı ölümlerin daha düşük olduğu bulunmuştur.
2. Sert kabuklu yemiş (ceviz, fındık gibi): En kolay tüketilebilen yiyecek, budur. Çünkü, hazırlamak için zamana ve tüketmek için ise hayal gücüne ihtiyaç yoktur. Sert kabuklu yemişler, sağlıklı yağlar ve proteinler bakımından oldukça zengindir. Sağlıklı yağlar, doymamış yağlardır ve iki çesittir: tekli ve çoklu doymamış yağ. Fındık, ceviz gibi bu kabuluklu yiyecekler, iyi kolesterol seviyesini artıran ve ayrıca antioksidan olan flavonid içeriyor. Bundan dolayı birçok doktor günde bir avuç fındık ya da ceviz yenilmesini öneriyor . Cevizde bulunan E vitamini, lif ve doymamış yağların kalbi koruduğu haftada iki üç avuç ceviz yiyenlerin kalp krizi geçirme riskinin yüzde 50 azaldığı belirtiliyor
3. Kurubaklagiller: Ne kadar çok kuru fasulye yerseniz kalbiniz için o derece iyidir. Ancak konserve fasulyelerden uzak durun. Daha çok taze fasulye pişirin, onların tadı daha iyidir, sodyum ve koruyucuyla sıkıştırılmamıştır ve fiyatı da daha ucuzdur. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi de 2005 yılında şu mesajı onayladı: "Fasulye içeren beslenme kalp hastalığı ya da belirli kanser türlürinde riskinizi azaltır". Yiyecek olarak kullandıklarımızın başlıcaları; nohut, mercimek, kuru fasulye, bakla, bezelye, börülce ve soya fasulyesidir. Kuru baklagiller kalp sağlığı için çok yararlıdır. Kalp hastalıklarının en önemli risk faktörlerinden biri kanda kolesterol düzeyinin yüksek olmasıdır. Kurubaklagillerde bulunan çözünür posa, kan kolesterolünün düşürülmesine yardımcı olur.
4. Tam tahıllar: Tam tahıllı gıdalar bütün çekirdek içeriyor; ancak rafine hububatlar kepek ve tohumun yok edildiği bir süreç olan öğütülme işleminden geçiyor. Kepek ve tohumu atmak, raf ömrünü uzatabilir, ancak bu işlem B vitaminlerini, lifi ve demiri de yok ediyor. Bazı rafine hububatlar zenginleştirilmiştir, bu şu anlama geliyor; bu ürünlere yeniden B vitaminleri ve demir eklenmiştir. Ancak yine de bunlarda lif bulunmamaktadır. Tam tahıllardaki bütün çekirdekler kalp hastalığı riskinizi yaklaşık yüzde 15 oranında azaltır. Çünkü lifler kan damarlarının duvarındaki kötü kolesterolü temizler. Tam tahıllarda aynı zamanda E vitamini de vardır. Peki tam tahıllı gıdalar hangileridir? Öncelikle yulaf unu. Bir kase kahvaltı gevreği , kolesterol seviyenizi 16 ile 28 puan arasında düşürüyor. Ekmek alırken içindekiler bölümü dikkatlice okuyun ve beyaz pirinç yerine esmer pirinci deneyin. Tahıl taneleri (buğday, pirinç ve mısır, yulaf, çavdar, arpa, sorgum ve darı vb) kabuk (kepek), endosperm, germden oluşuyor.

ÜZÜM ÇEKİRDEĞİ ŞİFA SAÇIYOR

Share/Save/Bookmark
--->


Üzüm Çekirdeği Avrupa'da ilaç niyetine satılıyor. Mucizevî çekirdek ödemden, nezleye kadar bir çok hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Üzümün çok faydalı olduğu bilinir. Özelliklede zihin açıcı yönü ile sınavlardan önce kuru üzüm tavsiye edilir. Ama birçoğumuz üzümü yerken çekirdeğinden muzdarip oluruz. Onu tüketmez, atarız. Hatta marketlerde en çok çekirdeksiz üzümler rağbet görür. Halbuki üzümün çekirdeği bugün birçok Avrupa ülkesinde ilaç niyetine, tabletler halinde satılıyor. Yavaş yavaş Türkiye'de de yaygınlaşmaya başlayan üzüm çekirdeği, yakında bütün eczanelerdeki yerini alacak gibi.
Bu çekirdeğin en önemli faydası kan damarı onarıcısı olması. Kan damarları insan için hayati önem taşıyor. Başınızdan ayak uçlarınıza kadar her doku kanla beslenir. İncecik kılcal damarlardan, geniş atardamarlara kadar, karmaşık kan damarları ağı sizin yaşam hattımızdır. Eğer kan damarları yaşlanır, hastalanır, zayıflar, incelir ve kan sızdırırsa, sağlığınız tehlikede demektir. Eğer oksijeni taşıyan kan düzgün bir biçimde akmıyorsa kalp kasınız hasar görebilir. İşte üzüm çekirdeği, zayıflamış kan damarlarını güçlendirip normal sağlıklarına döndürebilen, dolaşım bozukluklarının düzeltebilen ve önleyebilen bir yapıya sahip. Özelliği ise tamamen doğal olması... Çekirdek, damar hastalıklarını tedavi ediyor. Zayıflamış kan damarlarının yapısını güçlendiriyor.
Ayrıca üzüm çekirdeği bilinen en güçlü antioksidan... Yapılan bazı testlerde, E vitamininden 50 kat daha güçlü olduğu ortaya çıkmış. İlk Fransa'da keşfedildi Üzüm çekirdeği 40 yıldır Avrupa'da, özellikle üzüm bağlarının çokluğu ile bilinen Fransa'da etkili bir biçimde kullanılıyor.
Üzüm çekirdeği 1947 yılında Bordeaux Üniversitesi'nden emekli tıp profesörü, Fransız Kimyacı Jack Masquelier tarafından keşfedilmiş.Çekirdek ilk olarak hamileliğinden dolayı aşırı ödemi olan fakültenin dekanının eşine, dekan tarafından verilmiş.
Masquelier o günü şöyle anlatıyor;
"Kadın, şişmiş bacakları ile o kadar yorgun görünüyordu ki, güçlükle yürüyebiliyordu. Yüzünden, çektiği acıları okumak mümkündü.
Ne yapabilirim de bu kadının acılarını dindirebilirim diye düşündüm.
Sonra dekanın eşine çekirdek verdiğini gördüm.
Dekanın eşi 48 saat içinde iyileşti. O halde, ben üzüm çekirdeğinde özel bir şeyler olabileceğini düşündüm.
"1950'de üzüm çekirdeği Resivit olarak bilinen ve Fransa'da satılan ilk damar koruyucu ilaç olmuş.
Doktor Masquelier ve meslektaşları, üzüm çekirdeğinin varis üzerindeki etkisini doğrulayan dokuz deney yapmışlar. Bununla birlikte çekirdek, göz kamaşması, gece körlüğü, maküler dejenerasyon gibi göz sorunlarının, arterit, saman nezlesi, alerji ve burun kanamalarını tedavisinde de kullanılmış.
"Eğer düzenli olarak üzüm çekirdeği alırsanız, damar duvarlarınız güçlenecektir." diyor Dr. Masquelier. Diş eti kanayanlar kullanmalı.
Peki üzüm çekirdeğine ihtiyacınız olup olmadığını nasıl öğreneceksiniz? Doktor Masquelier'in konu ile ilgili görüşleri şu şekilde:
"Sabahleyin dişlerinizi fırçalarsınız ve diş etlerinizin kanadığını görürsünüz. Ya da göz korneasında bir kan lekesi fark edersiniz. Veya geceleri kendinizi yorgun hissedersiniz, baldırlarınız şişer, ödem olduğunu fark edersiniz. Bu durumda damar zayıflığından muzdaripsinizdir ve üzüm çekirdeği tüm bu patolojik mekanizmalarla mücadele eder.
"1995 yılında İtalya'da yapılan bir araştırmada 150 miligramlık üzüm çekirdeğinin ağrıyı, yanma karıncalanma hissini ve atardamarların şişme derecesini azaltmada, yaygın olarak kullanılan bir eczacılık ilacından daha hızlı ve üzün sureli etkili olduğu bulunmuş. 1985 yılında da Fransa'da 92 hasta üzerinde yapılan kur kontrollü deney, 28 gün boyunca 300 miligram üzüm çekirdeği almanın, ağrıyı, karıncalanma geceleyin giren bacak kramplarını ve şişkinliği yüzde 50'den daha fazla azalttığını göstermiş. Üzüm çekirdeğini diğer bir faydası ise gözlere... Gece görüşünde önemli olan parlak ısıların neden olduğu göz kamaşmasını geçirmeye yardımcı oluyor.
Yine Fransa'da 100 denek üzerinde yapılan iki ayrı araştırmada 5 hafta boyunca günde 200 miligram üzüm çekirdeği almanın parlak ısılara maruz kaldıktan sonra görme keskinliğine yeniden kavuşma durumunu artırdığı ortaya çıkmış. Ayrıca testlerde üzüm çekirdeği ürünün bir bilgisayar ekrani karşısında çalışmanın neden olduğu göz gerilimini geçirdiği ve miyop kişilerde retinanın işlevini ve duyarlılığını düzelttiği görülmüş.
Üzüm çekirdeğinin tansiyonu ve onun sonuçlarını düzenlemeye yardımcı olabileceği de belirtiliyor. Araştırmaların gösterdiğine göre, yüksek tansiyonlu insanlar genellikle çok geçirgen olan, zayıf kılcal damarlara sahipler. Bu da onların kılcal damar kanaması geçirme ve göz retinasındaki kan damarlarının yırtılma olasılıklarını artırıyor. Dr. Miklos Gabor'un yaptığı araştırmada üzüm çekirdeği yüksek tansiyonlu deneklerde kılcal damarları güçlendirmiş.
Anti-Aging etkisi Üzüm çekirdeği damarları yenilediği için ayrıca anti-aging etkisine sahip. Yenilenen damarlar yaşlılığı geciktiriyor. Böylelikle cildinizdeki yaşlanma belirtileri azalıyor. Uluslararası sertifikalı Organik Üzüm Çekirdeği Ekstraktinin içerdiği Proantosiyanidin, bilinen en güçlü etkisi antioksidant. Üzüm çekirdeğinin antioksidant etkisi vitamin E'den 50, vitamin C'den 20 kat daha fazla.
Antioksidantlar, vucudumuzdaki kimyasal reaksiyonlar sonucu oluşan veya dışarıdan sigara, alkol, kirli hava v.s . ile alınan zararlı maddeleri etkisiz hale getiriyor.Uzmanlara göre vücudun antioksidant üretimi 25 yaşından sonra yavaşlamaktadır.Bu yavaşlamanın yol açtığı deformasyonları yok etmek için bilinen en kuvvetli antioksidant ise organik üzüm çekirdeği ekstraktıdı olduğu belirtiliyor.
Çekirdek, bağ dokularını güçlendirerek cilt sarkmasına engel oluyor. Cildin elastik, yumuşak ve düzgün olmasını sağlıyor. Üzüm çekirdeğinde tavsiye edilen miktar günde 150 ile 300 miligram.
Damar sağlığını korumak için gerekli doz ise günde 5-10 gram. Üzüm çekirdeğinin insanlar üzerinde her hangi bir yan etkisi görülmemiş.
Prof. Peter Rohdewald tarafından laboratuar fareleri, Hint domuzları ve köpekler üzerinde yapılan araştırmada doğal çekirdeğin, toksik, mutajenik, karsinojenik olmadığı tespit edilmiş.
Kimler kullanmalı?* Kan damarlarının yardıma ihtiyaç duyduğunu düşünenler.* Cildindeki kırışıklıklar günden güne fazlalaşanlar* Cildi cansız ve solgun görünenler* Cinsel yaşantısında kendini yetersiz hissedenler *Kalple ilgili sorunları olanlar* Ani kalp krizi riski olanlar* Görme gücünde yaşlanmaya bağlı bozulma olanlar* Şişlikler ve ödem alerjilerinde* Yüksek tansiyonda* Kolayca kanama ve morarma eğilimi olanlar* Daha önce kanamaya bağlı felç geçirenler* Şeker hastalığı olanlar* Varis ve hemoroit gibi soruları olanlar.
Sunu belirtmek gerekiyor ki; yukarıda bahsettiğimiz faydaların birçoğu çekirdeğin damarları onarıcı özelliğinden kaynaklanıyor.Çünkü damarlar, insan bedenini ayakta tutan ana mekanizmalar. Onların bozukluğu insan bünyesinde birçok hastalığa neden oluyor.
Damarları onaran çekirdek, böylelikle diğer hastalıkların iyileşmesinde de önemli bir etkiye sahip oluyor.

30 Ağustos 2009 Pazar

GIDA KATKI MADDELERİNİN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNE OLAN ETKİLERİ İLE İLGİLİ YAPILAN ÇALIŞMALAR

Share/Save/Bookmark

GIDA KATKI MADDELERİ

  1. Ülkemizde gıda katkı maddeleri besinlerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Gıda katkı maddelerinin yan etkileri hakkında hekimlerimizin ve tüketicilerin bilgisi çoğu kez sınırlıdır. Gerçek gıdaları taklit eden ve çeşitli katkılarla sunulan besinler gün geçtikçe daha çok miktarlarda tüketilmektedir. Bu besinler vücuda gerekli olan vitamin ve mineral gibi çeşitli besin öğelerini yetersiz miktarda içermekte ve beslenme ile yakın ilgili olan başta kardiyovasküler hastalıklar (koroner arter hastalığı), allerjik astım ve ürtiker gibi çeşitli hastalıkların kolay gelişmesine eğilim yaratmaktadır. Ayrıca içerdikleri çeşitli doğal ya da sentetik katkı maddelerine bağlı allerjik reaksiyonlar gittikçe daha fazla oranlarda bildirilmektedir. Katkı maddelerinin değişik dozlarda tüketilmesi ile psikolojik rahatsızlıklardan kansere kadar varan geniş bir hastalık spektrumu-belirmektedir.
  2. İlk olarak kullanılan gıda katkı maddeleri tuz, sirke ve şekerdir. Aslında geniş olarak gıda katkı maddelerinin kullanımı 20. yy başlarına dayanmaktadır. 1900'lü yıllarda ABD'de yaklaşık 50 gıda katkı maddesinin kullanıldığı bilinmektedir. Günümüzde çalışan kadın oranının artması nedeniyle hazır yiyecek kullanımı giderek artmaktadır. Hazır yiyeceklerin kullanımının artması gıda sektöründe gıda katkı maddelerine olan ihtiyacın artmasına neden olmaktadır. Ayrıca gıda katkı maddelerinin oluşumunda dünya tarihindeki savaşların önemli rol aldığı görülmektedir. Savaşlarda askerlere uzun süre dayanabilecek yiyeceklerin yapımı için yapılan araştırmalar sonucu birçok katkı maddesi kullanıma girmiştir. Günümüzde ABD'de yaklaşık 3800, ülkemizde 1600 gıda katkı maddesi kullanılmaktadır.Birçok gıda katkı maddesi teknik nedenlerden dolayı hazır gıda sektöründe kullanılmaktadır. Ülkemizde gıda katkı maddeleri ile ilgili olarak 16 Kasım 1997'de resmi gazetede yayınlanmış tüzük mevcuttur.
  3. Gıda katkı maddesi resmi gazetede şöyle tanımlanmaktadır: Gıdanın üretilmesi, tasnifi, işlenmesi, hazırlanması, ambalajlanması, taşınması, depolanması sırasında gıda maddesinin tat, koku, görünüş, yapı ve diğer niteliklerini korumak, düzeltmek veya istenmeyen değişikliklere engel olmak amacıyla kullanılan maddelerdir.
  4. Dünyada gıda katkı maddeleri ile ilgili araştırma yapan kuruluşlar, örneğin ABD'de FDA (Food and Drug Administration) ve WHO (Dünya Sağlık Örgütü) mevcuttur. Bu kuruluşlar gıda katkı maddelerinin kullanılacak miktarlarını , toksik düzeylerini ve yan etkilerini incelemektedirler. ABD'de yeni kullanıma girecek olan maddelerin öncelikle bu kuruluşlardan onay almaları gerekmektedir.Gıda katkı maddeleri araştırılırken öncelikle hayvanlar üzerinde denenmektedir. Yan etkilerinin gözlenmediği düzeye NOEL (No Observed Effect Level) adı verilmiştir. Bu değer güvenlik kat sayısı sabitesine (100) bölünerek maksimum günlük alınabilecek miktar ADI (Acceptable-Daily-Intake)bulunmaktadır. Her bir katkı maddesi için bir numara belirlenip sıralama yapılmıştır. Bu sıralamanın başına Europe teriminden kaynaklanan 'E' harfi konmaktadır. Örneğin E123, E345 ... gibi. Böylece tüm gıda katkı maddelerinin standartize edilmesi sağlanmıştır. E kodu alan gıda katkı maddeleri bu standardizasyon güvencesini taşımaktadır.
  5. Gıda katkı maddelerinin kullanımında dikkat edilecek noktalar:

a) İnsan sağlığına zararlı olmamalı ve bu yasalarla belirlenmiş olmalıdır.

b) Kullanımında teknolojik zorunluluk bulunmalıdır.

c) İzin verilen besinlerde ve izin verilen miktarlarda kullanılmalıdır.

d) Besinin değerini azaltmamalıdır.

e) Kalitenin korunması amacıyla kullanılmalıdır.

f) Mümkün olduğu kadar her gün tüketilen temel gıda maddelerinin içine katılmamalıdır.

GIDA KATKI MADDELERİNİN SINIFLANDIRILMASI;
KULLANIM AMAÇLARINA GÖRE SINIFLANDIRMA;
Dört temel sınıfa ayrılır, (kaynak8)

I. Raf ömrünü uzatan katkı maddeleri
a. Asitlik düzenleyiciler
b. Antimikrobiyal maddeler
c. Antioksidanlar
II. Duyusal özellikleri modifiye eden katkılar
a. Dokusal yapıyı düzenleyiciler:
Emülgatörler , kıvam vericiler, jelleştiriciler, kaplama maddeleri
b. Görsel modifikasyon yapanlar
Boyalar(renklendiriciler)
c. Tat ve koku maddeleri , lezzet arttırıcılar
III. Beslenme değerini düzenleyiciler:
a)Fonksiyonel ve/veya diyet gıda katkıları
b)Doğal ve Yapay Tatlandırıcılar, Zenginleştirme Katkıları
IV. İşlem yardımcı maddeleri:
a)Starterler
b)Enzimler
c)Taşıyıcı ve çözgenler , itici gazlar

Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinde çeşitli amaçlarla kullanılan 300 civarında katkı maddesi yer almaktadır. Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinde, besin etiketinde içindekiler kısmında besine katılmış olan katkı maddesinin fonksiyonu ile birlikte adı veya E kodunun yazılması zorunludur.

FONKSİYONEL SINIF KATOGORİLERİ;
İlgili AB direktifi, 24 farklı kategorideki gıda katkı maddesini kapsamaktadır :
1)Antioksidanlar
2)HacimArttırıcılar
3)Aroma Arttırıcılar
4)İtici Gazlar
5)Parlatıcılar
6)Asitler
7)Jelleştirme Ajanları
8)Renklendiriciler
9)Asitlik Düzenleyici.
10)Kabartıcılar
11)Sertleştiriciler
12)Ayırıcılar
13)Kıvam Arttırıcılar
14)Stabilizatörler
15)Emülgatörler
16)Koruyucular
17)Tatlandırıcılar
18)Emülgatör Tuzlar
19)Köpüklenmeyi Önleyiciler
20)Topaklanmayı Önleyiciler
21)Enzimler
22)ModifiyeNişasta
23)Un İşleme Ajanları
24)Nem Tutucular

E100- E200 Gıda Renklendiricileri

E100
Kurkumin
Turuncu-sarı renklendirici
E100(ii)
Turmerik
Turuncu-sarı renklendirici
E101
Riboflavin
Sarı renklendirici, vitamin B2
E101(ii)
Riboflavin- 5'- Fosfat
Sarı renklendirici, vitamin B2
E102
Tartrazin
Sarı renklendirici, azo boyası
E104
Kunolin Sarı
Yeşil-sarı renklendirici, sentetik
E106
Riboflavin-5-Sodyum fosfat
Sarı renklendirici, vitamin B2
E107
Sarı2G
Sarı renklendirici, azo boyası
E110
Sunset yellow FCF
Sarı renklendirici, azo boyası
E120
Karmin, Kokhineal
Kırmızı renklendirici, doğal
E122
Azorubin
Kırmızı renklendirici, azo boyası
E123
Amarant
Kırmızı renklendirici, azo boyası
E124
Ponso 4R
Kırmızı renklendirici, azo boyası
E127
Eritrosin
Kırmızı renklendirici, sentetik
E128
Kırmızı 2G
Kırmızı renklendirici, sentetik
E129
Alura kırmızısı AC
Kırmızı renklendirici, azo boyası
E131
Patent Mavi V
Mavi renklendirici, sentetik
E132
Indigotin
Mavi renklendirici, sentetik
E133
Parlak Mavi FCF
Mavi renklendirici, sentetik
E140
Klorofiller
Yeşil renklendirici, doğal
E141
Klorofil bakır kompleksleri
Yeşil renklendirici, sentetik
E142
Yeşil S
Yeşil renklendirici, sentetik
E150a-d
Karamel
Kahverengi renklendirici
E151
Parlak Siyah BN
Siyah renklendirici, azo boyası
E153
Karbon
Doğal siyah renklendirici
E154
kahverengi FK
Kahverengi renklendirici, azo boyası
E155
Kahverengi HT
Kahverengi renklendirici, azo boyası
E160a
Alfa-, Beta- ve Gama- Karoten
Doğal turuncu-sarı renklendirici
E160b
Annatto, Biksin, Norbiksin
Doğal sarı renklendirici
E160c
Paprika ekstraktı
Doğal turuncu renklendirici
E160d
Likopen
Doğal kırmızı renklendirici
E160e
Beta-apo-8'-karotenal
Doğal turuncu-sarı renklendirici
E160f
Etil esteri beta-apo-8'-karotenik asit
Doğal turuncu-sarı renklendirici
E161a
Flavoksantin
Doğal sarı renklendirici
E161b
Lutein
Doğal sarı renklendirici
E161c
Kriptoksantin
Doğal, sarı renklendirici
E161d
Rubiksantin
Doğal, sarı renklendirici
E161e
Violaksantin
Doğal, sarı renklendirici
E161f
Rodoksantin
Doğal, sarı renklendirici
E161g
Santhaksantin
Doğal turuncu renklendirici
E161h
Sitranaksantin
Doğal, sarı renklendirici
E162
Pancar kökü kırmızısı
Doğal kırmızı renklendirici
E163
Antosiyaninler
Doğal kırmızı-mor renklendirici
E170
Kalsiyum karbonat
Beyaz renklendirici
E171
Titanyum dioksit
Beyaz renklendirici
E172
Demir oksitleri
Doğal kırmızı-kahverengi renklendirici
E173
Alüminyum
Metal (renklendirici)
E174
Gümüş
Metal (renklendirici)
E175
Altın
Metal (rrenklendirici)
E180
Lithol Rubin BK
Kırmızı renklendirici, azo boyası
E181
Tanenler
Sarı-beyaz renklendirici ve lezzet verici

AZO BOYALARI;
Azo boyaları, azo grubu içeren sentetik renklerdir. -N=N-, azo grubu yapısının bir parçasıdır. Bu azo grupları kendiliğinden meydana gelmezler. Azo boyalarının çoğu sadece bir azo grubu içerir. Fakat bazı azo boyaları iki azo grubu içerir ki bunlara diazo, üç azo grubu içerenlere de triazo denir. Daha fazla azo grubu içeren azo boyaları da mevcuttur.
Azo boyaları, tekstil ve gıda üretiminde kullanılan bütün boyaların yaklaşık yüzde 60-70'ini oluşturur. Teorik olarak, azo boyaları gökkuşağı renklerinin tamamını içerir. Fakat sarı/kırmızı renkleri mavi/kahverengi renklerine göre daha yaygındır.
Azo bağının çevresinde bulunan, genellikle aromatik, farklı yan gruplar N=N grubunun stabilesine yardımcı olurlar. Bu grupların yerleştirilmesi, genişletilmiş dağınık bir sistemin parçası tarafından gerçekleşir. Bu farklı grupların yerleşmesiyle, birçok azo bileşenleri farklı renkler oluşturur. Çünkü dağınık yada konjuge sistemler genellikle ışığın görünebilir frekanslarını emer. Aromatik azo bileşikleri (R = R' = aromatik) genellikle kararlı ve oldukça parlak renkler oluşturmaya eğilimlidir.
Bir azo boyasının genel formülü için, iki tane organik bileşik gereklidir. Bunlar, bir bağlayıcı bileşen ve bir de diazo bileşenidir. Bu bileşenler önemli bir derecede değiştirilebildiği için, çok fazla sayıda boya çeşidi elde edilir; özellikle, başlangıç molekülleri kolaylıkla elde edildiği ve maliyeti ucuz olduğu için. Dahası, reaksiyonun basit olması, prosesin kolayca büyütülmesini yada küçültülmesini sağlar. Reaksiyonların enerji gereksinimleri düşüktür. Çünkü birçok kimyasal reaksiyon oda sıcaklığında yada daha düşük sıcaklıklarda gerçekleşir. Bütün reaksiyonların su içerisinde gerçekleşmesi, çevresel etkiyi azaltır. Çünkü suyu elde etmek kolay ve ucuzdur, ayrıca temizdir. Bütün bu faktörler, azo boyası üretiminin oldukça ucuz olmasını sağlar.
Azo boyaları birçok doğal gıda boyalarından daha da kararlıdır. Azo boyaları bütün gıdaların pH aralığında kararlıdır. Azo boyaları ısıya karşı dayanıklıdır ve ışığa yada oksijene maruz kaldığı zaman rengini kaybetmez. Bu da azo boyalarının her gıda için kullanılabileceğinin göstergesidir. Azo boyalarının bir tek dezavantajı, yağlarda çözünmemesidir. Ancak; bu boyaları, yağda çözünen bir madde içerisinde çözerek yada çok küçük parçacıklar halinde yağ içerisine yayarak, boyanın yağa rengini vermesi gerçekleştirilebilir.
Zehirlilik;
Azo boyalarının etkili toksik oranı, tehlikeli maddeler sınıfı için Avrupa Birliği kriterlerine göre belirlenmiş olup oldukça düşüktür. Azo boyası ile renklendirilmiş bir gıdayı tüketerek, azo boyasının doğrudan toksik seviyesine asla ulaşılmaz. Birçok azo boyasının (gıda ve tekstilde kullanılan) öldürücü oran değeri her 1 kg vücut ağırlığı için 250-2,000 mg kadardır. Bu da azo boyalarının öldürücü dozu için fazla miktarda azo boyası içeren gıdaların tüketilmesi gerektiğini gösterir. Azo boyaları su içerisinde oldukça iyi çözündüğünden, vücut içerisinde toplanmayıp, karaciğerde metabolizmaya uğrar ve idrar yoluyla vücuttan dışarıya atılır. Azo boyaları güçlü renk veren boyalar olduğu için, 1 mg azo boyası ile normal olarak 1 kg gıda boyanabilir. Yetişkin insanlarda öldürücü etki yaratması, bir günde ortalama 100 kg'dan fazla azo boyası içeren gıdanın tüketilmesi ile olur. Bununla birlikte bazı azo boyalarının toksik etkilerinden dolayı gıdalarda kullanılması yasaklanmıştır. Bunlar boya olmayıp, boya ürünlerinin bozulmasıyla oluşan ürünlerdir.
Azo bağları, azo molekülünün en kararsız bölümünü oluşturur. Bu bağlar memelilerde (insan dahil) kolayca enzimatik bozulmalara yol açar. Azo bağları, indirgenebilir ve bölünebilir, sonucunda boya molekülü iki parçaya ayrılır. Bu reaksiyon azo-reduktaz enzimi tarafından gerçekleşir. Bu enzim, özel bir enzim olmayıp, çeşitli mikroorganizmalarda (bağırsak bakterileri gibi) ve bütün test edilmiş memelilerde mevcuttur.
Memelilerdeki azo-reduktaz enziminin farklı aktiviteleri vardır. Bu enzim memelilerin karaciğer, akciğer, böbrek, kalp, beyin, dalak ve kas hücrelerinde mevcuttur. Karaciğer ve böbrekteki azo-reduktaz enzimi, yüksek enzimatik aktiviteye sahiptir.
Azo boyalarının bölünmesinden sonra, aromatik amin bileşiklerinin bağırsakta emilimi gerçekleşir ve idrarla vücut dışına boşaltılır. Fakat, azo boyalarının polar özelliğinden dolayı, metabolizma ve boşaltım sistemleri etkilenebilir. Azo boyaları, sülfonasyon sonucu, boyaların idrar yoluyla boşaltılmasını arttırarak, toksikliği azaltır ve boyaların metabolizmasına katkıda bulunur. Sülfone edilmiş boyalar, genellikle mono-, di-, ve trisülfonat bileşikler, dünya çapındaki gıdalarda, kozmetikte ve ağız için kullanılan ilaçlarda kullanılması önerilen boyalardır. Boyaların birçok bozulmuş ürünleri olduğundan, bunlar sonradan mutajenik yada kanserojenik etki yaparlar. Bu nedenle, bazı boyaların gıda boyası olarak kullanılmasına artık izin verilmemektedir.
Hiperaktivite;
Bazı gıda boyalarının, çocuklarda hiperaktiviteye sebep olduğu ya da hiperaktiviteyi arttırdığı iddia edilmektedir. Buna özellikle azo boyalarının yol açtığı iddia edilir. Çünkü 1970'lerin sonunda, azo boyalarının hiperaktivite etkisi üzerinde çalışılmıştır. Birçok çalışmanın sonucu kesin olarak belirlenmemiş ve birçoğu da çelişki yaratmıştır. Bütün bu çalışmaların gerisinde hiperaktivitenin etkisi için açık bir gösterge yoktur ve bununla ilgili de birçok kez kesin bir rapor kullanılmıştır. Çoğu kez bu raporlar etkili olduğundan yorumu zorlaştırmıştır. Fakat bunun yanında, diğer birçok çalışma da kesin raporlara bağlı olarak hiperaktivite etkisinin olduğunu göstermiştir. Ama fizyolojik parametrelere bağlı etkisini göstermeyi başaramamıştır. Bu nedenle, bunun tipiksel bir örneği olarak 2004 yılında Batemat ve ark. (aşağıdaki kaynaklarda belirtilen) tarafından bir makale hazırlanmış ve daha sonra bu makaledeki reaksiyonlar Lancet dergisinde (aşağıdaki kaynaklarda belirtilen) yayınlanmıştır. Yaklaşık olarak bütün çalışmalarda tek başına azo boyalarının herhangi bir etkisi olmadığı ortaya çıkmış, fakat azo boyaları ve benzoik asit kombinasyonu içeren maddeleri tüketen çocuklarda güçlü bir etki oluşturduğu gözlenmiştir.
Azo boyaları, sentetik boyalar yada doğal boyalarla renklendirilmiş gıdaların, hiperaktivite ve ADHD etkisinin olup olmadığı henüz kanıtlanmamıştır. Fakat hiçbir etkisinin olmadığı da kanıtlanmamıştır. 1980'lerde bu boyaların güçlü etkisinin olduğu iddiasının çok fazla bir geçerliliği artık yoktur. Fakat bu durum, bu etkinin bazı hassas çocuklarda görülmeyeceği anlamını taşımaz.
Alerjik özellikler;
Azo gıda boyaları herhangi bir alerjik reaksiyona sebep olmaz. Birçok azo tekstil boyaları ise alerji ve deride yüksek duyarlılığa neden olur. Fakat bunlar gıda boyası olarak kullanılmaz.
Azo boyalarının çok az miktarı dahi, bağışıklık sisteminde farklı etkilere yol açar fakat doğrudan alerjik reaksiyonlara neden olmaz. Fakat bazı azo boyaları, özellikle tartrazin, diğer maddelere karşı (örneğin ilaçların bir çoğu) alerjik reaksiyonları arttırır.Tartrazin ile benzer özellikte boyalar ve diğer bazı azo boyaları insanlarda astım ve bunun gibi hastalıkların artmasına sebep olur. (kaynak2)

E100 KURKUMİN (C.I. 75300, TURMERİK)

TANIM; Önemli bir baharat çeşidi ve boya maddesi olup yaklaşık 2000 yıldan beri kullanılmaktadır. Güney ve Güney Doğu Asya’ya özgü bir baharattır ve birçok yemeğin, yapımında kullanılmaktadır. Kurkumin suda çözünmez, fakat yağ ve alkol içersinde çözünür. Işığa karşı duyarlıdır. Işığa karşı hassasiyeti alüminyum iyonu eklenerek düşürülebilir.(kaynak2)
KİMYASAL YAPISI;


FONKSİYON VE ÖZELLİKLERİ; Gıda renklendiricisidir. Portakal sarısı renge çözünür.Birçok üründe yapay renklendirici olarak kullanılır.Suda çok çözünmez.
KAYNAK; Doğal renk pancardan ve Yellowroot’ un gövdesinden (Curcuma longa ve Curcuma domestic ) izole edilir.
SONUÇLARI; 90 gün boyunca farelere günde 0,1 mg/kg vücut ağırlığı kurkumin verilmiş ve herhangi bir yan etki gözlenmemiştir. 100 gün boyunca günde 60-1550 mg/kg vücut ağırlığı gibi yüksek oranda kurkumin verildiğinde tiroit hormonunu anormal şekilde etkilediği gözlenmiştir.
Gıdalarda kullanılan konsantrasyonlarında bilinen bir yan etkisi yoktur.
KABUL EDİLEBİLİR GÜNLÜK ALIM MİKTARI; Kurkumin için vücut ağırlığı üzerinden 1 mg/kg, turmerik için 0,3 mg/kg dır.
KULLANIMINDAKİ SINIRLAMALAR; Yoktur; bütün din grupları, etin yanı sıra süt ve süt ürünleri de yemeyen vejetaryenler ve yalnızca et yemeyen vejetaryenler tarafından E100 tüketilebilir.

KULLANILDIĞI ÜRÜNLER; Turmerik ve kurkumin gıdalarda ve kozmetikte yaygın olarak kullanılır.

Kullanım alanları;
-Konserve yiyecekler,
-Pişirilmiş ürünler,
-Süt ve süt ürünleri,
-Dondurma,
-Yoğurt,
-Sarı pasta,
-Bisküvi,
-Patlamış mısır,
-Şekerli yiyecekler,
-Hububatlar,
-Pasta kreması gibi gıdalar,

--->Kurkumin antioksidan olarak da rol oynar. Bu sebepten dolayı katı ve sıvı yağlarda kullanılır.Aynı zamanda unlu mamülleri ( pasta, kek gibi) ransiditiye karşı korur. Turmerik, Hindistan ve diğer Asya ülkelerinde geleneksel ilaç olarak kullanılır. Fakat gıdalarda ya da gıda katkı maddelerinde bu amaçla kullanılmaz.


E101 RİBOFLAVİN (LACTOFLAVİN; VİTAMİN B2 )

TANIM; B2 vitamini yani riboflavin, pentoz şeker olan ribitol ve lumikromdan oluşur. Görünür ve uv ışında bozulur. Göz yorgunluğu, kataraktların önlenmesi ve tedavisi için gereklidir; karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmasına yardımcı olur. Ayrıca deri dokularının, tırnakların ve saçların oksijen kullanımına destek verir, kepekleri giderir. Bunların yanı sıra demir ve B6 vitamini alımına yardımcı olur, eksikliği ise hamilelikte bebeğin gelişimine zarar verebilir.
İnsanların bağırsaklarında bakteriler tarafından sentezlenen riboflavin yeterli değildir bu nedenle insanlar besin yoluyla riboflavin almak zorundadır.
KİMYASAL YAPISI;

FONKSİYON VE ÖZELLİKLERİ;Gıdalara sarı yada turuncu-sarı renk verir.Suda çok çözünmez.
KAYNAK; Riboflavin bitkilerden ve mikroorganizmalardan sentez edilir. Özellikle yapraklı sebzelerde, mayada, sıcak kanlıların bütün organlarında (karaciğer, böbrek, bağırsak…), balıkta, yumurtada ve sütte bulunur.Ticari olarak mayalardan hazırlanır böylece sentetik olarak üretilir.
SONUÇLARI; Riboflavin vücutta depolanır ve günlük ihtiyaçtan fazlası üre oluşmasına neden olur. Beslenmede günlük sınır aşılmadığı sürece herhangi bir toksikolojik problem görülmemiştir.
KABUL EDİLEBİLİR GÜNLÜK ALIM MİKTARI; Vücut ağırlığı üzerinden 0,5mg/kg
KULLANIMINDAKİ SINIRLAMALAR; Yoktur; E101 bütün din grupları, yalnızca et yemeyen vejeteryanlar ve etin yanı sıra süt ve süt ürünleri de yemeyen vejetaryanlar tarafından tüketilebilir. Sütten üretilmesine rağmen, bu ticari olarak yapılmaz.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
-Salça,
-İşlenmiş peynirler,
-Süt ürünleri,
-Salamura edilmiş salatalık,
-Vitamin tabletleri…


E102 TARTRAZİNE (C.I.19140:FD and C Yellow 5 )- Sunset Yellow

TANIM;
Tartrazine azo boyaları içersinde en reaktif olanıdır. Sentetik bir gıda boyasıdır.

KİMYASAL YAPISI;


FONKSİYON VE ÖZELLİKLERİ; Sarı gıda renklendiricisi. Suda çok çözünür.
KAYNAK; Sentetik azo boyası.
SONUÇLARI; Tartrazine ile 88 çocuk üzerinde yapılmış bir çalışmada 12 çocukta ağır migren semptomlarına neden olmuştur. Tartrazine astım hastası olan bazı erişkinlerde ise hastalık tepkilerini arttırmıştır. Tartrazin, çok güçlü allerjen olarak gözükmektedir. Özellikle aspirine karşı aşırı duyarlı ve astmatik bünyeler için tehlikelidir. Diğer reaksiyonlar olarakta , bulanık görme, kaşıntı, rinit, morarmış deri benekleri örnek verilebilir.Meyve sularında bulunan tartrazine küçük yaştaki çocuklarda uykusuzluk sorununa neden olmuştur. Özellikle Benzoit asit (E210)la birlikte bulunduğunda tartrazinin çocuklarda aşırı aktiviteye sebep olduğu görülmektedir. Hiperaktif çocuklar deѕtek grubu iѕe tartrazinin bu çocukların diyetinden çıkarılmaѕı gerektiğini belirtmiştir.
KABUL EDİLEBİLİR GÜNLÜ,K ALIM MİKTARI; Vücut ağırlığı üzerinden 0,5 mg/kg
KULLANIMINDAKİ SINIRLAMALAR; Yoktur ; E101 bütün din grupları, yalnızca et yemeyen vejetaryanlar ve etin yanı sıra süt ve süt ürünleri de yemeyen vejetaryanlar tarafından tüketilebilir.Sütten üretilmesine rağmen, bu ticari olarak yapılmaz.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
-Salça,
-İşlenmiş peynirler,
-Süt ürünleri,
-Salamura edilmiş salatalık,
-Vitamin tabletleri,
-Alkolsüz içecekler,
-Dondurma,
-Şekerlemeler,
-Puding,
-Spagetti.


E104 KİNOLİN SARISI (C.I.47005, GIDA SARI 13)

TANIM; Disulphonic asidin disodium tuzundan sentetik kömür katranı boyası. İki çeşit kinolin sarısı vardır. Bunlar erken ve geç kinolin sarısı olarak adlandırılır.
KİMYASAL YAPISI;


FONKSİYON VE ÖZELLİKLER; Gıdalara donuk sarı – yeşilimsi sarı renk verir.Suda çok çözünür.
KAYNAK ; Sentetik olmayan azo boyası.
SONUÇLARI; Köpek ve fareler üzerinde yapılan kısa süreli çalışmalar göstermiştir ki boyanın yemek kanalından emilimi fakirdir.Histamin serbest bırakıcısı olarak rol oynamasına rağmen, kullanılan konsantrasyonlarda yan etkisi bilinmemektedir.
Gıda Danışmanlığı Komitesinin raporlarında, gıdalarda kinolin sarısı kullanımı uygun dozlarda olduğu sürece sakıncalı görülmemiştir.
Hiperaktif Çocuklar Grubu raporlarında, kinolin sarısının hiperaktif çocukların diyetinden çıkarılması gerektiğini belirtmiştir.
Bazı insanlarda kinolin sarısının deri döküntülerine neden olabildiği görülmüştür.
KABUL EDİLEBİLİR GÜNLÜK ALIM MİKTARI;Vücut ağırlığı üzerinden 10 mg/kg.
KULLANIMINDAKİ SINIRLAMALAR; Yoktur ; E101 bütün din grupları, yalnızca et yemeyen vejetaryanlar ve etin yanı sıra süt ve süt ürünleri de yemeyen vejetaryanlar tarafından tüketilebilir.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
-İskoç yumurtası
-İsli et ürünleri
-Dondurma…
NOT; Norveç, Amerika , Avusturalya ve Japonya ‘da kullanımı yasaklanmıştır.



E107: Sarı 2G ( Food Yellow 5 )

TANIM; Sentetik azo boyasıdır.
KİMYASAL YAPISI;

FONKSİYON VE ÖZELLİKLER; Sarı gıda renklendiricisi. Suda çok çözünür.
SONUÇLARI;E107 alerjilere, hiperaktiviteye ve astıma yol açar. Kullanımı sınırlandırılmıştır ve bu renklendirici yakın gelecekte yasaklanabilir.
KABUL EDİLEBİLİR GÜNLÜK ALIM MİKTARI; A.D.I. tarafından belirlenmemiştir.
KULLANIMINDAKİ SINIRLAMALAR; Yoktur; E107 bütün din grupları, yalnızca et yemeyen vejeteryanlar ve etin yanı sıra süt ve süt ürünleri de yemeyen vejetaryanlar tarafından tüketilebilir.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
-Mayonez.


E110 SUNSET YELLOW FCF (C.I.15985;FD and C Yellow 6 )

TANIM; Sentetik azo boyasıdır.Gıdalara sarı renk verir.Gıda sanayiinde birçok farklı üründe kullanılmaktadır.
KİMYASAL YAPISI;


FONKSİYON VE ÖZELLİKLERİ; Sarı gıda renklendiricisi. Suda çok çözünür.
KAYNAK; Sentetik azo boyasıdır.
SONUÇLARI; Sunset Yellow bazı insanlarda alerjik reaksiyonlara neden olmuştur.Ciltte beyaz - kırmızı döküntüler (kurdeşen) yan etkisidir.Bunun dışında gastrit reaksiyonlar, mide rahatsızlıkları, bulantı gözlenebilir. Buna ek olarak, histamini serbest bırakır ve astım belirtilerini yoğunlaştırır. Benzoatlarla kombinasyonlar halinde, çoçuklarda hiperaktiviteye dahi yol açabilir.
KABUL EDİLEBİLİR GÜNLÜK ALIM MİKTARI; Vücut ağırlığı üzerinden 2.5 mg/kg.
KULLANIMINDAKİ SINIRLAMALAR; Yoktur; E110 bütün din grupları, yalnızca et yemeyen vejeteryanlar ve etin yanı sıra süt ve süt ürünleri de yemeyen vejetaryanlar tarafından tüketilebilir.
KULLANILDIĞI ÜRÜNLER;
· Reçel, jöle, marmelat,
· Sıcak çikolata karışımı,
· Bitter soda,
· Paket çorbalar,
· Tatlı, şekerlemeler,
· Yoğurt,
· Portakal aromalı bisküviler,
· Galeta unu,
· Dondurma,
· Meyve preparatları,
· İsviçre ekmeği,
· Alkolsüz içeçeklerin bazıları,
· Limon sosu…
















8 Haziran 2009 Pazartesi

Tarım Bakanlığının tesbit ettiği bal sahtekarlıkları

İşte bal sahtekârları

 

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, sahte bal üretip satan firmaları teşhir etti. Yılbaşından beri 21 ton sahte bal ele geçirildi, 74 firmaya ceza verildi

Kaçak balcıların maskesi düştü. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın, 2005 yılı içinde ele geçirdiği sahte bal miktarının 21 tonu aştığı açıklandı. Dört firma hakkında suç duyurusunda bulunulurken, dört firmaya üretimden men, 66 firmaya da idari para cezası verildi. Bakanlık, sahte bal üreten firmaları da il il, isim isim kamuoyuna ilan etti. 
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, dün, sahte bal konusunda yılbaşından bu yana gerçekleştirdiği denetimlerin sonuçlarını duyurdu. Yapılan denetimlerde sahte bal üreterek piyasaya sürdükleri belirlenen firmaları ve bu firmalara verilen cezaları da kamuoyuna açıklayan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, söz konusu bilgileri internet sitesinde de yayımladı.

Beş ayda 8 bin 115 denetim 
Bakanlığın verdiği bilgiye göre bu yıl içinde toplam 8 bin 115 denetim yapıldı. 994 numuneden, analiz edilen 356 numunenin 137'si 'olumsuz', 216'sı 'olumlu' çıkarken, 501 numunenin analizi halen sürüyor. Denetimlerde, 898'i 750 gramlık, toplam 1132 kavanozdan 21 bin 285 kilogram bala el konuldu. Bakanlık, dört firma hakkında da, 5179 sayılı 'Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun'un 29'uncu maddesinin ilgili bendi gereğince suç duyurusunda bulundu. Söz konusu madde, savcılığın vereceği karara göre ağır para ve iki-altı ay hapis cezasının yanı sıra faaliyetten men ve mallarına el konulması hükümlerini de kapsıyor. 
İstanbul'da bulunan dört firma, yine 5179 sayılı kanunun ilgili maddesi gereğince üretimden men edilirken, 66 firmaya da değişen miktarlarda idari para cezası verildi.

Daha analizleri sürenler var 
Denetimlerde, ürünlerine 'olumsuz' raporu verilerek haklarında gerekli yasal işlem gerçekleştirilen firmalara, 24 markayla en çok Van'da rastlandı. Cezai işlem gerçekleştirilen firmaların isimleri de internette yer aldı. Firmalar, üretim yaptıkları illere göre şöyle sıralandı:

Hangisi, nerede üretiliyor? 
Ankara: Hacet Gıda, Emin Gıda, Besice, Gıyasettin Yücel, Kayseroğulları, Altınbal, Arı Bey, Hazır Gıda. Antalya: Şah Bal, Yavuz Bal. Balıkesir: Derman Balları. Diyarbakır: Yünce Ticaret, Kaplaner Bal ve Gıda. Gaziantep: Binbir Çiçek, Arpa Bal, Kozan Bal Tarım Satış Kooperatifi, Hacet Gıda. Hatay: Metsa Tarım, Omak Gıda. Mersin: Metsa Tarım Ürün. İstanbul: Özbal Gıda Sanayi, Yimpaş Yıldırım Gıda, Çamlıbel Gıda, Hancı Arıcılık, Merter Helva. İzmir: Doğa Şekerli Ürünler, Giran Arı Ürünleri. Muğla: Arı Bal Tic, Birtat Bal, Hobim Bal, Manavlar Gıda Sanayi. Samsun: Albayrak Kuruyemiş, Misel Şekerleme. Sivas: Öncü Market, Marka Market, Star Market.

En fazla sahte üretim Van'da 
Van: Yunus Besin Paz., Bahçesaray Balcısı, Vanlıoğlu Besin Pazarlama, Sarmaşık Besin Merkezi, Cevher Bal, Fatih Bal, Balcı Çetin, Sıhhat Bal, İstek Mevsim Pazarlama, Cihan Ticaret, Özçiçek Bal, Dilek Şarküteri, Nar Besin Pazarlama, Ayanlar Besin Pazarlama, Barla Bal Pazarlama, Natürel Şarküteri, Bahar Market, Şahin Bal, Kıvanç Besin Pazarlama, Nar Besin, Balcı Kamil, Yıldız Besin Pazarlama, Kaya Besin Pazarlama, Sözler Besin Pazarlama.